Bütün dünyayı etkisi altına alan yeni tip korona virüs salgını il olarak Çin’in Hubei eyaletine bağlı Wuhan şehrinde 2019 yılının aralık ayında ortaya çıkan ve hızla yayılmış olan yeni tip koronavirüs (Covid-19)…, 11 Mart 2019 tarihinde Dünya Sağlık Örgütü tarafından küresel bir pandemi ilan edilmiştir. (DSÖ, 2020). Aynı gün Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı tarafından Türkiye’deki ilk Covid-19 vakasının tespit edildiğini açıklanmıştır.(Yüncü, V. ve Yılan,Y.,2020)
Bu hastalık yüksek ateş, öksürük, nefes darlığı, baş ağrısı, boğaz ağrısı, burun akıntısı, kas ve eklem ağrısı, halsizlik, koku ve tat alma duyusu kaybı, ishal gibi belirtilerle kendini gösterir.
COVID-19, hasta kişilerin öksürme, hapşırma veya konuşmayla ortaya saçtığı damlacıkların ortamdaki diğer bireyler tarafından solunması, damlacıkların yapıştığı yüzeylere dokunduktan sonra ellerin ağız, burun veya göze götürülmesiyle bulaşır. (SB, 2020)
Covid-19 virüsüne yakalandıktan sonra hastalığı ağır olarak atlatanlar arasında genel olarak kronik hastalar ve ileri yaştaki insanlar bulunmaktadır. Sağlık Bakanlığının yayınlamış olduğu Covid-19Salgın Yönetimi VeÇalışma Rehberinde de belirtilmiştir.
“Hastalık yüksek tansiyonu, şeker hastalığı, kalp ve kronik akciğer hastalığı olanlarla, kanser tedavisi görenler, immun sistem baskılayıcı ilaç kullananlar, 65 yaş ve üzerindekilerde sıklıkla daha ağır seyretmektedir.”(SB, 2020)
Bütün bunların yanı sıra uzun çalışma sürelerini olması, hastalardaki tedavi sürecini uzaması ve ölüm oranlarının artmasından dolayı sağlık çalışanlarında zaman zaman fizyolojik olarak yorgunluğun yanı sıra psikoloji sorunlarda ortada çıkmaktadır. Türkiye Psikiyatri Derneği yapmış olduğu çalışmasında bunu doğrulamaktadır.
Dünya genelinde COVID-19 salgını (pandemi), her ne kadar Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) ve dünya genelinde kamu sağlığı yetkilileri tarafından kontrol altına alınmaya çalışılsa da, virüsün niteliğinden kaynaklanan hızlı yayılım ve ağır klinik seyir salgın ile mücadeleyi zorlamakta ve uzatmaktadır. Salgının sonuçları, süresi ve belirtilerine ilişkin belirsizlik durumu, yüksek bulaş ve ölüm oranları insanlarda tehdit algısı ve buna yönelik stres tepkisini başlatmakta ve süreğen kaygıya neden olmaktadır. Birçok insan koronavirüs salgınının yarattığı belirsizlik içinde; izole, yalnız, stresli ve endişeli olabilir, kitlesel kaygı (anksiyete) ve panik davranışı yayılabilir. Bu süreçte insanlar sadece hastalığın tehdidi ile değil, yakınlarının hastalık ya da kaybının yüküyle de başa çıkma yüküyle karşı karşıya kalmıştır.(Türkiye Psikiyatri Derneği, 2020)
- Covid-19’ un Sağlık Çalışanları Üzerindeki Fizyolojik Etkisi:
Sağlık sektöründe çalışanların iş yükünün artmasının yanı sıra çalışma saatlerinde de artma olmaktadır. Bazı zamanlarda yıllık izinler durdurulmuş hatta yasal bir hakkı olan istifa etme hakları bile ellerinden alınarak uzun süreler çalışmak zorunda kalmışlardır. Her ne kadar medya bunu ulusal düzeyde haber yapmış olsa da sağlık çalışanına ihtiyaç olduğundan istifa yasaklanması elzem bir durum olmuştur.
Uzun süreli çalışırken kendisini de bulaştan korumak adına Dünya Sağlık Örgütünün de sürekli üzerinde durduğu gibi hijyen kuralları gereği, sürekli el yıkamaktan ve dezenfektan kullanmaktan ellerin de yıpranmalar olmaktadır. Hatta egzama gibi cilt hastalıkları bile olma riski bulunmaktadır. Sürekli maske takmaktan yüzlerinde maske izinin kalması, maskeden dolayı nefes alış verişinde yetersiz oksijen almaktan baş ağrısı yaşamaları ve uyku ve beslenme düzenleri de bozulmuştur. Bu hizmet sektöründe devamlılığı aksaklıklar yaşanmaması için sağlık çalışanlarının fiziksel olarak dinlenme ihtiyaçları doğmuştur.
- Covid-19’ un Sağlık Çalışanları Üzerinde Psikolojik Etkisi:
Kronik hastalığı olan çalışanların ve hamile çalışanların esnek çalışmaya tabi olmasından dolayı üzerlerine daha fazla iş yükü binmesi ve uzun çalışma sürelerinin yanı mesailerine izinsiz devam etmeleri, sağlık çalışanlarında: Tükenmişlik hissi, Depresyon, Uyku sorunları, Çaresizlik, Yakınları kaybetme korkusu, İş arkadaşlarının bu virüse yenik düşüp kaybetmesi moral ve motivasyonu düşürmesi, İşten gelince evdeki çocuklarına, yakınlarına sarılamaması ve onlara mesafe koyması, dışarıdaki insanların sağlık personeline karşı virüslü gibi davranması onları ötekileştirmesi, anksiyete, korku ve sosyal izolasyon gibi psikolojik sorunlarla karşı karşıyadır. Bütün bunların yanı sıra sağlık çalışanına virüs bulaşması durumunda da karantinaya alınarak yalnız bırakılmış hissi doğurmuştur.
Sağlık çalışanları salgın sürecinde, çevrelerine (aile, arkadaş, meslektaş) virüs bulaştırmaktan korkar, yaşadıkları belirsizlik yüzünden kaygıları yükselir ve virüs taşıma olasılığından dolayı
dışlanma ve damgalanmaya uğrarlar. Bu korkuların ve tepkilerin bazıları gerçek risklere dayalıyken, birçoğu bilgi eksikliğinden, söylentilerden ve yanlış bilgilendirmeden kaynaklanmaktadır. Bu yaşantıları nedeniyle sağlık çalışanları yüksek düzeyde stres, anksiyete ve depresyon belirtileri yaşarlar. Ancak bu yüksek stres, kaygı ve depresyon belirtilerinin uzun süreli ruhsal etkilere yol açabileceği dikkatten kaçmamalıdır.(Türkiye Psikiyatri Derneği, 2020)
- Covid-19’ un Sağlık Çalışanları Üzerindeki Ekonomik Etkileri:
Bütün sağlık çalışanlarının mevcut iş yükünün artmış fakat maddi olarak ek gelir olarak verilen ücretin fazla katkı sağlanmaması sağlık çalışanları üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Volkan YÜNCÜ ve Yunus YILAN’lı makalesinde, “K5-E. “Is yükü arttı. Ek ödeme iaşe yapılmadı”. Bu soruya verilen yanıtlarda artan iş yükü ve yoğunluğa karşın herhangi bir ödeme, ödül alınmadığını göstermektedir. Katılımcılar azımsanmayacak bir sıklıkla bu durumu vurgulamaktadır.”
Burçak Nakışçı KAVAS ve Abdülkadir DEVELİ makalesinde “Katılımcıların tamamına yakını pandemi ile mücadele sürecinin üç aydan daha uzun bir zamana yayılmasının yanı sıra genel olarak insan hayatını önceleyen oldukça yoğun bir çalışma temposu gerektiren ve birçok risk faktörünün bir arada bulunduğu sağlık sektöründe çalışmanın karşılığı olan söz konusu ödemelerin, oranı ve miktarı bakımından 3 ay süre için geçici olarak uygulanmasını değil, sürekli hale getirilmesi gerektiğini düşündüklerini açıklamışlardır.”
Sonuç:
Bütün Dünyayı etkisi altına alan ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından Pandemi olarak ilan edilen Covid-19 virüsü nedeniyle sağlık çalışanlarımız üzerinde iş yükü normalinden daha da çok bir şekilde artmıştır. Bu Pandemi bütün sağlık çalışanlarını uzun süreli mesailerden dolayı uykusuz bir şekilde çalışmaktadırlar. Bundan dolayı da fiziksel olarak tam anlamıyla dinlenmeden bir sonraki mesailerine başlamak zorunda kalmışlardır.
Fiziksel olarak yorgunluğun yanı sıra pozitif vaka yakınlarının sağlık çalışanlarına karşı tutum ve yaklaşımı da eklenince çalışanlar psikolojik olarak da yıpranmaktadırlar. Bunun yanı sıra her ne kadar sağlık çalışanlarının yanındayız onları alkışlıyoruz diyerek balkonlardan alkışlama gibi ülke olarak destek verilmiş olsa da duyarsız insanlar ve komşuları
, arkadaşları kendilerine virüs bulaşır endişesiyle aralarına mesafe koyulduğundan toplumsal olarak dışlanmışlık hissiyatıyla psikolojik olarak daha da yıpranmaktadırlar.
Bütün bu fiziksel ve psikolojik etkenlerin yanında Sağlık Bakanlığı tarafından da maddi anlamda ve devamlı olarak bir destekte sağlanmaması sağlık çalışanlarını hem fizyolojik hem psikolojik hem de ekonomik olarak yıpratmıştır.
Yazar : Aziz Ünlü